“Cemre Bayramı”

Bugün ilk cemre havaya düştü. Minik öğrenciler, Doğadabuan kitabının yazarı Hüseyin Çağlar İnce ile bugün doğaya çıkarak hem cemre bayramını kutladılar, hem de doğa gözlemi yaparak cemrenin havaya düştüğü gün doğadaki değişimleri incelediler. Konuyla ilgili konuşan İnce; şunları söyledi: “Gün Boyunca farklı sınıflardan öğrencilerle birlikte, ilk önce Boğaçay boyunca kuş gözlemi yaptık. Ardından Hasan Subaşı Parkı makilik alanında doğa gözleminde bulunarak ilkbahar izlerini aradılar. Cemre’nin düşmesi ile tomurcuklanan ağaç filizlerini, üreme formuna giren kuşları yerinde inceledik. Gün boyunca değişen hava koşullarında Cemre’nin düşüşünü hissederek Anadolu insanının doğayı nasıl anlamlandırdığını deneyimledik. Günün sonunda ise baharı doyasıya
hissettikleri oyunlar oynadık.”

Doğadabuan Doğa Eğitimlerini uzun süredir Antalya’da gerçekleştiren İnce: “Bu eğitimlerde öğrencilerin yaşadıkları ortamdan başlayarak tüm Antalya coğrafyasını deneyimleyerek, yaşayarak öğreniyorlar. Böylece yaşadıkları coğrafyayı tanıyıp ona sahip çıkıyorlar. Antalya Avrupa’nın en zengin biyolojik çeşitliliğe sahip alanlarına sahip. Nesli tehlike altında onlarca canlı türüne sahip olan
Antalya’da yeryüzünde sadece bu coğrafyaya özgü 250’nin üzerinde bitki türü bulunuyor. Bununla birlikte yaygın ağaç ve çalı türüne bakıldığında dünya mitolojisinde yer alan birçok tür olduğunu görüyoruz. Diğer bir açıdan bakıldığında Antalya tarih boyunca mağara yaşamından bu yana uygarlıklara ev sahipliği yaparken aynı zamanda müthiş bir biyolojik çeşitliliğin burada yaşam bulmasına neden olmuş. Bu müthiş bir zenginlik ve Antalya’da yaşayan herkes bunun farkında olmalı“ dedi.

Bilgi Notu:

Cemre, Anadolu’nun binlerce yıllık deneyimi ve bilgi birikiminin ürünlerinden bir tanesidir. İnsanoğlu Anadolu’da yaptığı gözlemlerle doğayı anlamaya çalışmış, doğanın döngüsüne katılarak yaşamını ona göre şekillendirmiştir. Anadolu insanı kışın bitip baharın gelişini de bu şekilde gözlemlemiş olmalıdır. Buna göre kışın soğukları önce havada kırılır, sonra suda, sonra da toprakta kırılır. Cemrenin kelime
anlamı kor halindeki ateştir. İlkbahar başlamadan önce birer hafta aralıklarla havaya, suya ve toprağa düştüğüne ve onları ısıttığına inanılır. Eskiler 365 günlük yılı kasım ve hızır günleri olarak ikiye ayırmışlardı. Buna göre 8 kasımda, Kasım Günleri başlar ve 179 gün kış günleri sürer. Hızır ise 6 mayısta hıdrellez ile birlikte başlar 186 gün yaz günleri sürer. Kasımın kırk altısından sonra 80 günlük kışın en soğuk günleri başlar. Bunun ilk kırk günü “kırk gün” anlamına gelen “erbain”, sonraki elli gün de “elli gün” anlamına gelen “hamsin”
olarak adlandırılır. Kasımın yüz beşinde (19-20 şubat) birinci cemrenin havaya, yüz on ikisinde (26-27 şubat) ikincisinin suya, yüz on dokuzunda da (5-6 mart) üçüncü cemrenin toprağa düştüğüne ve yedi günlük aralıklarla buraları ısıttıklarına inanılır. Bunu destekleyen bir de bilimsel araştırma bulunmaktadır. İstanbul’da 60 yıllık bir dönem için yapılan çalışmada da cemre günlerinde ortalama sıcaklık eğrilerinde ani yükselmeler belirlenmiştir.