Doğal Marka

Turizm tesislerinde yaptığım doğa gözlemlerimde birçok özel canlı türüne rastlıyorum. Son zamanlarda en çok dikkatimi çeken türlerden birisi Nil Kaplumbağası (Trionyx triunguis). Dalaman Çayı ve Köyceğiz-Dalyan civarında yaşadığı bilinen Nil Kaplumbağası, Muğla’dan Hatay’a kadar Akdeniz sahil şeridinde birçok turizm tesisinin etrafında veya içinde bulunan nehir ve derelerde yaşıyor.  Caretta büyüklüğünde olan bu kaplumbağa, başının ucunda hortumsu yapısıyla dikkat çeken tatlı suda yaşayan nesli tehlike altında olan bir kaplumbağa türüdür.

Bunun gibi birçok önemli canlı türü turizm tesislerinin etraflarında hatta bir kısmının içinde yaşam buluyor. Yeryüzünün en nadir 12 memeli türünden birisi olan Akdeniz Foku (Monachus monachus) da bu kıyılarımızda yaşamaktadır. Antalya, Kemer bölgesinde turizm tesislerinin yakınlarına kadar gelen bir vahşi kedimiz var ki Avrupa’da sadece Antalya – Bodrum arasındaki makilik alanlarda yaşıyor. Latincesi Caracal caracal olan bu canlı ismini Anadolu’daki yaygın olan ismi “Karakulak” tan almış.

EXPO 2016’nın da ana konsepti için yer alan endemik bitki zenginliğimize ülkemiz ölçeğinde bakarsak 3 binin üzerinde bitki türüne ulaşabiliriz. Bu sayının büyüklüğü açısından bir oranlama yapmak gerekirse İsviçre’de bu sayı “1” dir. Doğa turizmi ile meşhur İsviçre’de bu tek nadide çiçeğin ismi bir markadır; Grengiols Lalesi (Tulipa grengiolensis).

İsviçre’nin gayri resmi ulusal marka çiçeği “Edelweiss” çiçeği Alp Dağları’nın kraliçesi olarak adlandırılır.  Edelweiss çiçeği, tebrik kartlarına, hediyelik eşyalarda, tişörtlerde yer alıyor. İsviçre’nin resmi turizm örgütü de bu çiçeği sembol olarak seçmiş ve İsviçre bayrağı ile birlikte tanıtım logosu olarak kullanıyor. Bazı turizm tesisleri de bu ismi almış; Hotel Edelwiss, Silencehotel Edelweiss. Hatta bir İsviçre havayolu şirketi de bu bitkinin adını kullanıyor. Ayrıca dünyaca ünlü Lindt çikolata firması bu çiçeği çikolata paketlerine amblem olarak koymaktadır. 

Bizim doğal zenginliğimize baktığımızda “bize özgün” oldukça zengin bir “Doğal Marka” havuzu ortaya çıkıyor. Bu marka havuzu ile bir tesise özgün birçok pazarlama argümanı geliştirilebilir. Doğa rehber kitapları, mini rotalar, interaktif doğa panoları gibi birçok ürün ortaya çıkacaktır. Salon isimleri birbirini tekrar eden antik kent isimlerinden sıyrılıp doğadan isimler alabilir. Bir mini kulüpte bir çizgi film karakteri üretmek veya Walt Disney’den kopyalamak yerine yakınlarda yaşayan bir canlıdan, örneğin Akdeniz fokundan yola çıkarak bir karakter hazırlanabilir.

Özgün bir “Doğal Konsept” için tesislerin içinde ve yakın doğal alanlarında yaşayan canlıların belirlendiği bir “Doğa Haritası” çalışması tesis için özgün bir çalışma haline gelecektir. Nitekim yaptığımız bazı örnek çalışmalar sonucunda doğal dokusu çok bozulmamış tesislerin, farklı canlı türlerine yakınlığı ve ev sahipliği ile kendine özgü bir “Doğal Mekan Ruhu” ortaya çıktı.

Kendi “Doğal Konsept”ini oluşturan bir tesisin kurumsal kokusu kendi çiçeklerinden birisi seçildiğinde, o koku bir anda özgün bir koku ve marka halini alır. Misafiriniz bahçede aldığı kokuyu iç mekân da duyumsayacaktır. Bu kokunun türevleri minik kolonya şişeleriyle misafirler evlerine götürdüğü zaman yıl boyunca bu tatilini hatırlayacaktır.