Son Göçerlere Göç Yasağı

Sarıkeçili Yörükleri’nin yeni bahar göçlerine başlamak üzere olduğu şu günlerde 2008 ilkbaharında katıldığımız göç öncesi onların sesini duyurma niyeti yazdığım bir yazıyı burada paylaşıyorum.

17 Nisan 2008, Tempo Dergisi

Yazı: H. Çağlar İnce

Orta Asya’dan bu yana gelen konargöçer kültürümüzün son temsilcileri Sarıkeçili Yörükleri, belki de son göçlerine hazırlanıyor. Çünkü devlet, Keçilerin ormana zarar verdiğini gerekçe göstererek son göçerleri, iskân programını zamana yaymadan ve gerekli sosyoekonomik koşulları sağlamadan yerleşmeye zorluyor.

Sarıkeçililer, kışlarını Mersin’in Aydıncık, Gülnar ve Silifke ilçeleri civarında, yazlarını ise Konya’nın Seydişehir ilçesi yakınlarındaki yaylalarda geçiriyor. Yörüklerin yaşam biçimini besledikleri hayvanlar oluşturuyor. Kıl keçisi onların tek ekonomik geliri. Çadırları keçi kılından olan Yörüklerin göç sebebinin başında da kıl keçi geliyor. Keçiler otlaması için göçüyorlar.

Devlet, kıl keçilerin ormana zarar verdiği gerekçesiyle Yörüklerin orman arazisine girmeleri tamamen yasakladı. Aksi takdirde binlerce YTL para cezası ödemek zorundalar. Köylerin yakınından geçmeleri ya da geçici olarak bir köy yakınına konmaları için muhtarlığa para vermeleri gerekli.

Ocak ayında Sarıkeçililer’le Mersin Valiliği ve Orman Bakanlığının yetkililerinin de katıldığı bir toplantı yapılmış. Devlet onların yerleşmesini istiyor fakat bunun için henüz akılcı ve çağdaş bir çözüm yolu önermiyor. Fakat Yörükler bir çözüm yolu bulunana kadar ormanlardan yasağın kalkmasını bekliyor. Çünkü yine göç başlayacak, yine ceza ödeyecekler.

Sarıkeçili Yörükleri’nin Mersin’nin Aydıncık İlçesinden başlayacak olan Bahar göçü, Gülnar Mut üzerinden, Karamanın güneyinden geçerek Seydişehir Yaylalarında son bulacak. Yaklaşık 1,5 ay sürecek olan göç nisanın son haftası içinde, her Yörük obası kendine uygun olan günde yola çıkacak. Sarıkeçililer’i bu göçlerinde her sene olduğundan daha fazla sıkıntı bekliyor.

Şu anda Yörükler nisan sonu çıkacakları göçe hazırlanıyor. Ama göç yollarının kapalı olduğunu söylüyorlar. Çünkü Karaman Valiliğinden 20 Mart 2008’de resmi yazı gelmiş. Yazıda; “Karaman ili sınırları dışında yaşayan hayvan yetiştiricilerinin sürüleri ile yayaya olarak Karaman sınırından geçişi yasaktır” deniyor. Ocak ayında Yörüklerin sorununa çözüm umudunu veren devlet bu göçte onları yalnız bırakmakla kalmıyor. Karşılarına dikiliyor. “Nisan dan sonraya biz dursak bile develer koşar gider Seydişehir’e varır. “ diyor Sarıkeçili Yörüklerinden Mehmet Can.

Sarıkeçililer ile yaptığımız röportajda;“Devlet sizi ikna edebildi mi istediklerinizi verebiliyor mu? Ev ahır tarla…”Diye sordum Kerim amcaya. “Birine sormuşlar ismin ne arkadaş? diye, Mülaim ağa demiş, Sert olsan ne yaparsın demiş.” Kerim amca yörüğün çaresizliğini özetliyor. Ssk, bağkur, yeşil kart, hiçbir güvenceleri yok. Kıl keçi beslemekten başka zanaatları yok. Daha önce Karaman’a yerleştirilen akrabalarının durumlarını gördükleri için yoğurdu üfleyerek yiyorlar.

Yerleşik hayata geçmeyi isteyip istemediklerini sorduğumda, “herkes doğup büyüdüğü yeri arar.” diyor Mustafa Candan ve ardından ekliyor:” Ama bize ev tarla versinler çiftçiliği öğrenelim yerleşelim.”

Çünkü yıllardır köşe kapmaca oynamaktan bıkmışlar. Devlet “yaşayan tarihi”ne sahip çıkıp desteklemesi gereken bir durumda onları dışlıyor. Zaten sohbetlerde devleti kastederek “elden” ya da “obadan” ne istenir diye bahsederek farkında olmadan devletin onlara ne kadar uzak olduğunu vurguluyorlar. Yörüklerin bir kısmı develerini satmış traktörle göçüyor. Develeri genelde Silifke’deki sucuk üreticileri satın alıyor. Kaç bin yıldır süregelen kültür bitiyor.