Antik ağaçlar

Doğaya çıktığımızda ya da Akdeniz’de herhangi bir yolda doğanın içinden ilerlediğimizde bizi onlarca türde ağaç karşılar. Kimisi orman olarak görmeyip küçümsediğimiz küçük çalı gruplarından oluşan maki türleridir. Kimisi de hepsine çam deyip geçtiğimiz büyük iğne yapraklı ağaçlardır. Aslında insanoğlu var olduğu günden beridir her birinin ismi vardır ve kutsal ve efsanelere konu olmuş ağaçlardır. Bazı ağaçlar uzun ömürleriyle efsanelerde ölümsüzlüğü simgelemiş. İsmi ile birlikte mitoloji de, halk kültüründe anlamları ve hikâyeleri vardır. Bu ağaç hikâyeleri aslında ağaçların Anadolu’ya tanıklığını anlatır bize.

Bu hikâyelerle doğa, bizi çok daha güçlü bir mekân enerjisiyle karşılar. Bu ağaçların her biri daha fazla anlam kazanmaya başlar. Bizi başka zamanların içerisinde dolaştırır, başka hikayelerin kahramanı yapar. Apollon’un Yunan deniz tanrılarından biri olan Peneus’un kızı Su Perisi Daphne’ye olan platonik aşkı, Daphne’nin yaz-kış yemyeşil olan Defne ağacına dönüşmesiyle Daphne ölümsüzlüğe ulaşır mitolojide. Antakya-Harbiye de geçtiğini de söylenir. Antalya yöresinde bitkisel ilaçlardan olan tenel yağına, Antakya da defne sabununa ve Akdeniz ülkelerinde balığa – ete tat veren bir aromaya dönüşür defne.

Başka bir hikâyede Adonis, mersin ağacından dünyaya gelir. Bunun gibi birçok hikâyede Sedir, sandal, zeytin gibi ağaçların rolleri vardır. Bir de gerçek hikayeler vardır ki bunlar Anadolu’nun tarihte rolünü doğayla birlikte hissettirir bize. Örneğin keçi boynuzu (harnup) ağacının çekirdeklerinin hepsi aynı ağırlıktadır ve 0.2 gr’dır. Antik çağlarda kıymetli taşları taratmak için kullanılmıştır. Karat kelimesi keçiboynuzunun latince adı olan Ceratonia dan gelmektedir.

Ağaçların saygı duyulması gereken bir ruha sahip olduğu düşüncesi, sadece Anadolu’da değil tüm dünya mitolojisinde belirgin bir şekilde yer alır. Örneğin Sedir, Ardıç ve Servi gibi birçok ağaç kutsal ağaçlardır. Pek çok yerde dağ başlarında çaputlar bağlanmış ağaçlar görürüz. Bunlardan Ambar Katranı, Ahtapot (Gedelma) Çınarı ve Şah Ardıç yaşları yüz yıllarla ölçülen Batı Akdeniz’de yaşayan anıt ağaçlarımızdır.

Anadolu’yu doğası, kültürü ve tarihi ile yaşamak üzere gezmeye gelen bir turist profili için Antik Ağaçlarımızın oluşturduğu mekân ruhu bizim bulunmaz bir marka değeridir. Biz bu ruhu, ören yerlerinde, milli parklarda, doğaya çıkan turlarımızda misafirlerimize görsel argümanlarla yansıtabileceğimiz gibi turizm tesislerimizde yansıtabiliriz. Turizm tesislerinin etrafındaki bitki örtüsüne uygun bitkiler ve ağaçlar seçerek bir antik ağaçlar bahçesine sahip olabilirsiniz. Bunu interaktif panolar, kitapçıklarla veya mini belgesellerle süsleyerek misafirlerinize aktarabilirsiniz. Tesisin mekân ruhu güçlenirken, bölge doğasından bitkiler olduğu için sulama ve bakım ihtiyacı olmayan bir bahçeye sahip olabilirsiniz.