Belek ve Kundu’yu bekleyen büyük tehlike

Son günlerde ülkemizin kuzey kısmında görülen kar yağışı sosyal medyada beklediğimiz eğlenceli kar fotoğraflarını bizlere sundu. Bununla birlikte kış turizmini bekleyen kayak merkezleri de bekledikleri kar yağışını ancak aralığın son günlerinde görebildi. Özellikle Akdeniz’de yaz başından 2016’nın ilk günlerine kadar yaşanan kuraklık, nehir ve göl seviyelerinin düşmesine sebep olurken bu toprakların “kılcal damarları” olan yüzlerce derenin kurumasına yol açtı.

İklimde bir değişiklik hissettiğimizde aklımıza ilk gelen ve bizi silkeleyen bir kelimedir; “Küresel Isınma”.  Havalardaki sıra dışı değişimleri fark ettiğimizde günlük sohbetimize dahil olan “küresel ısınma”, bir anda olan bir değişimden ziyade uzun bir süreçte meydana gelen 3-5 derecelik bir sıcaklık değişimini ifade ediyor. Fakat bu ufak değişikliğin yeryüzünde çok önemli sonuçlara yol açması kaçınılmaz.

Konu o kadar önemli ki; Aralık ayı başında Paris’te düzenlenen İklim Değişikliği Konferansı’na (COP21) 195 ülkeden 40 bin kişi katıldı. Bu zirvede ülkeler küresel ısınma için 2 santigrat derecenin altında tutmak için karara vardılar. Mevcut durumda yaklaşık 5 santigrat derecelik bir artış beklendiği düşünülürse bu hedef için ülkelerin, yatırımcıların, iş dünyasının ve siyaset belirleyicilerin konuya ciddiyetle bakması gerekiyor.

Peki bu 2 santigrat derecelik artış ne anlama geliyor?Paris Anlaşması’nda belirtildiği üzere ülkeler niyet beyanlarını beş yılda bir yeniler ve iklim değişikliğini iki santigrat derecelik bir artışta sınırlandırabilirse bu bir başarı olarak sayılacak. Hedeflenen bu en düşük artışın bile Türkiye’de 1,3 milyon insanın hayatını etkilemesi bekleniyor.

Atlas dergisinin haberine göre; İklim değişikliğine dair en önemli risklerin başında deniz seviyesindeki artış geliyor. Bu artış sonucunda birçok büyük şehrin yer aldığı kıyı şeritlerinde önemli değişiklikler meydana gelebilir.

Belek’te düzenlenen G 20 ile de gündeme gelen “küresel ısınma”nın, ülkemizde ilk sırada deniz altında bırakacağı yerlerden birisinin Belek ve Kundu bölgesi olması da ilginç bir tesadüf.

Paris’teki konferansta sıcaklık artışını 2 santigrat derece ile sınırlandırılması dahi Belek ve Kundu’yu deniz altında kalmaktan kurtaramıyor. Bununla birlikte Türkiye’nin pek çok sahili de benzer bir durumla karşı karşıya kalıyor.

Belek ve Kundu için aşağıdaki linkten farklı sıcaklılardaki senaryoları görebilirsiniz.

http://choices.climatecentral.org/#10/36.7631/30.9718?compare=temperatures&carbon-end-yr=2100&scenario-a=warming-4&scenario-b=warming-2

Tüm deniz kenarları için bir buçuk, iki, üç ve dört santigrat derece senaryolarının karşılaştırılabildiği haritaları choices.climatecentral.org adresinde bulabilirsiniz.